
Kayseri’nin doğusunda yer alan Akkışla ilçesi, Tarih boyunca farklı isimlerle anılan bölge, önce “Canalı”, ardından “Kuzugüdenli” olarak bilindi. Beyaz kayalıkları ve kış aylarında hayvancılığa elverişli yapısıyla “Ak” ve “Kışlak” kelimelerinin birleşiminden türeyen Akkışla ismi ise zamanla kalıcı hale geldi.
Kayseri’nin doğusunda yer alan Akkışla ilçesi, hem tarihi kökenleri hem de arkeolojik mirasıyla dikkat çekiyor. İlçe, 1804 yılında Orta Asya’dan göç eden Oğuzların Bayat boyuna bağlı “Kuzugüdenli” aşireti tarafından Hınzır Dağı eteklerinde kuruldu. Tarih boyunca farklı isimlerle anılan bölge, önce “Canalı”, ardından “Kuzugüdenli” olarak bilindi. Beyaz kayalıkları ve kış aylarında hayvancılığa elverişli yapısıyla “Ak” ve “Kışlak” kelimelerinin birleşiminden türeyen Akkışla ismi ise zamanla kalıcı hale geldi.
İdari açıdan ilk olarak Sivas’a bağlı olan Akkışla, Kayseri’nin il olmasıyla birlikte önce Pınarbaşı (Aziziye), ardından Bünyan’a bağlandı. 1953’te belediye teşkilatının kurulmasıyla gelişen ilçe, 19 Haziran 1987’de yayımlanan 3392 sayılı kanunla ilçe statüsüne kavuştu. Akkışla, sadece yakın dönem tarihiyle değil, binlerce yıl öncesine dayanan arkeolojik buluntularıyla da öne çıkıyor. İlçe sınırlarındaki Kululu Mahallesi’nde bulunan Tabal Harabeleri, Geç Hitit dönemine ait stel ve heykellerle tarih tutkunlarını cezbediyor. Ayrıca Uğurlu Kalesi, nekropol alanları ve tümülüsler, Akkışla’nın geçmişinin Frig, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine kadar uzandığını ortaya koyuyor.
Bugün Akkışla, hem köklü geçmişi hem de doğal güzellikleriyle Kayseri’nin tarih ve kültür mozaiğinin önemli parçalarından biri olmayı sürdürüyor.